LUDİNGİRRA

yollayan tutbenidüşmeden on Ağustos 29, 2007

Sümerli Ludingirra

http://www.komunarca.org/img/c3.jpg

ibrahim Zengül

Geçmişe dönük bilimkurgu olarak adlandırılan bu kitap insanı tarihin derinliklerinde bir yolculuğa çıkarıyor. 23 tablete yazılmış bu eser Sümerliler döneminde bir şair, yazar ve öğretmen olan Ludingirra’nın hayatını anlatır. Aslında yaşamını anlatırken bize o dönem hakkında çok sayıda bilgiler verir.

Sümerlilerin Akad himayesi altına girmesi ile kendi milletinin kültürel olarak yok olmasına göz yumamayan Ludingirra yaşam öyküsünü anlatıp kendinden sonra gelecekleri bilgilendirmek istemiştir. Arkalarında bıraktıkları binlerce belge sayesinde onları halen tanıyoruz.

Bu amaçlarla eserini yazan Ludingirra (eserinin bitip bitmediği kesin değildir) Sümer devletinin her konuda çevre uygarlıklara göre ne kadar gelişmiş bir yapıda olduğunu gözler önüne sermiş. Doğup büyüdüğü şehir olan Nippur’dan, tapınaklarından, yollarından, akarsularından, ailesinden, acılarından, öğretmenlik ve öğrencilik yıllarından, ulusunun destanlarından, bayramlarından, şiirlerinden, masallarından, atasözlerinden, şarkılarından, savaşlarından bahsetmiştir. Adalet, temizlik, saygı ve sevgi gibi kavramların o döneme göre çağının ilerisinde olduğunu söylemek abartı olmaz. Gerçekten de şimdi bile insanı şaşırtan derece olduğunu söyleyebiliriz. Örnek verecek olursak evlerine girerken mutlaka ayaklarını yıkamaları, Ludingirra’nın bir insan öldürülünce çok şaşırması, anneye duyulan sevgi, kız babasının başlık parası istemesi ilkel görmeleri vb. (bunun yanında kölelik sisteminin görülmesi biraz çelişkili) Aslında bunlar çok normal gelebilir ama bundan 4000 yıl öncesinde olanlar bunlar. Ulusunun öykülerini yazarken gerek eski krallarının gerekse Tanrılarının hakkındaki yazılan veya daha çok duyulan hikayelere ve inanışlarda mantığın el vermediği şeyleri eleştirebilmiş. O dönemde görülen düşünce özgürlüğünün ne denli gelişmiş bir yapıda olduğu da gözden kaçmamaktadır.

Ludingirra’nın öğretmenlik yıllarında Akad dilini Sümerli çocuklara öğretmek zorunda idi. Bu onun için oldukça zor olmuştur. Kendi dilini yok etmeye yönelik bir politika olduğunu bildiği için bu. Babası Nanna ise Akadca bildiği halde evde konuşmaz ve konuşturmaz bu dili.

Ludingirra’nın yaşadığı yer aslında onun bu yapıtı oluşturmasında önemli rol oynar. Ludingirra okumayı sevdiğini ve bunları anlatmaktan zevk duyduğunu dile getirir. Bilginlerin ve okumuşların bir arada bulunduğu bir mahallede otururlar. Babası Nanna her türlü sözleşmeleri hazırlayıp yazma işini yapar. Ve bunları saklar. Bunlar son derece önemlidir. Örneğin yazılı hukuk kuralları olan bu devlette her şey yazılı bir belge ile kanıtlanırsa geçerli imiş.

Yazdıkların saklama bir geleneğe dönüşmüştür. Özellikle işgal altında iken. Çünkü her savaş çıktığında düşman ilk önce saraylarda ve tapınaklarda bulunan tabletleri kırarmış. Amaçladıkları ise işgal altındaki halkın geçmişlerini unutup benliklerini yitirmeleriymiş. Ve bunu önlemek içindir belki de Sümerliler belgelerinin kopyalarını kentlerdeki başka kitaplıklara göndermişler.

Aslında Ludingirra amacına ulaşmıştır. Kendinden sonraki gençlere daha sonra da gelecek kuşaklara bu durumu anlatmak, kendilerini anlatmak istemiştir. Ve başarmıştır da. Annesine yazdığı şiir bile ölümünden sonraki 500 boyunca kopyalanarak farklı devletlerde ders konusu olarak okutulmuştur. Ve biz şimdi böyle bir medeniyeti daha yakından tanıyoruz.

Meslektaşı Kubaba Ludingirra ile sohbeti içinde söylediği bu tümceler onları ve Sümer Uygarlığını daha yakından tanımak için iyi bir olanak teşkil eder; ‘’Bilirsin bizim için en değerli olan bilgi. Onu bulduğumuzda mutluluğumuza son yoktur’’ .

0 dediki: