Antikçağ Kütüphaneleri

yollayan tutbenidüşmeden on Mart 25, 2007

Başını ABD’nin çektiği koalisyon güçlerinin Irak’ı işgalinin ilk günlerinde Bağdat müzesinin yağmalandığı günde ABD savunma bakanı Rumsfeld; ‘’Irak halkının özgürleştiğini’’ söylüyordu. Aynı günde müzede çalışanlarından bir hanımın televizyonda söyledikleri ibret vericiydi. ‘’yüz yıl sonra çocukların öldürüldüğü unutulabilir ama ırak halkının kendi tarihini yağmalayan bir halk durumuna düşürülmesi unutulmayacaktır’’.

Kuşkusuz dünyada barış hakim olmadığı sürece kitapların, kütüphanelerin, müzelerin yakılıp yağmalanması son bulmayacaktır.

İnsanoğlunun taşa, kile, papirüse, deriye, parşömene, kağıda ve disklere yazma macerası biraz da insanın insan olma mücadelesidir. Bilgisinin, birikiminin kalıcılığını sağlamak için hep bir yol buldu. Bugünün siber tekniğine ulaşmada Antikçağ güçlü kütüphanelerinin önemli rolü vardır. M.Ö 47 yılında, Sezar’ın Mısır savaşı döneminde İskenderiye kütüphanesinde yedi yüz bin cilt kitabın bulunduğu söylenir.

Yine Büyük İskender’in yastığının altında iki şeyin durduğu söylenir; bir kılıç diğeri de Aristoteles tarafından gözden geçirilen Homeros’un İlyada’sı…

Antikçağın müze ve kütüphaneleri insanların belleğinde o kadar parlak bir iz bırakıyorlardı ki sürekliliği sayesinde orta çağ karanlığının içinden yeniden doğuşu Rönesans’a damgasını vurabilmişti. Bu süreklilik ilk çağdan modern zamanlara uzanan köprünün ilk kemerlerinden birisini oluşturduğunu söyleyebiliriz.

Bağdat müzesinin yağmalanmasına sebep olanlar uygarlık taşıyıcısı olduklarını söyleseler de uygarlık insanlığın ortak emeğinin bir ürünüdür.

0 dediki: